Diş Eti Tedavisi

Diş eti tedavisi uygulamasındaki en önemli amaç iltihabi reaksiyonun minimuma indirilmesi ve yavaş bir duruma getirilmesidir. Tedavinin ilk basamağında iltihaba yol açan diş taşı, bakteri plağı ve ceplerin uzaklaştırılması gerçekleştirilmektedir. Diş taşları ve bakteri plaklarının yok edilmesi için el cihazları ve ses dalgaları ile çalışan ultrasonik aletler yani kavitron kullanılmaktadır. Bütün hastalıklarda olduğu gibi Diş eti tedavisi erken başlamak tedavinin olumlu sonucu için çok önemlidir. El aletleri ve ultrasonik cihazlarla uygulanan tedavilerle periodontal yıkım yavaşlatılabilir veya durdurulabilir.

Diş Eti Hastalıkları

Diş eti hastalığı gingivitis derecesinde ise diş taşı temizliği ve profesyonel ağız bakımı uygulamak yeterlidir. Diş eti hastalığı periodontitis derecesine ilerlemiş ise, kısacası cep oluşumu ve kemik yıkımı başlamışsa diş taşı temizliği ve küretaj yani kök yüzeyi düzleştirme tedavisi gerekmektedir. Kök yüzeyi düzleştirme tedavisi, diş eti hastalıkları uzmanı periodontologlar tarafından 2 ile 4 seansta yapılmaktadır. Küretaj beceri, hassas dokunuş ve deneyim gerektirir. Bu tedavi sonucunda, kök yüzeyi cilalı ve kaygan bir yüzey durumuna dönüşmektedir. Böylelikle diş taşının ve bakterilerin yüzeye tutunması önlenmiş olur. İyileşme evresinde diş eti ve kemik arasında tekrardan bağlantı olması beklenir. İyileşme süresi 4 ile 6 hafta arası değişmektedir. İlerlemiş periodontitis hastalıklarında küretajın devamında cerrahi operasyon yani flap gerekmektedir. Bu tedavide diş etleri kemik yüzeyine kadar kaldırılmakta olup, kök yüzeyleri ve iltihaplı doku atıkları arındırılır. Gerekli ve uygun durumlarda diş etrafında tekrardan kemik oluşturmak amacı ile kemik grefti ve membran gibi biyomateryallar uygulanır. Daha sonra diş etleri uygun konuma getirilerek dikilir. Atılan dikişler 7 veya 10 gün sonrasında alınır. Flap operasyonları sonrasında iyileşme zamanı 6 ve 8 haftadır.

Zirkondis.com Polikliniğimizdeki Hekimin uyguladığı mekanik tedaviye ilave olarak ağız gargarası ve sistemik antibiyotik kullanımı gerekebilir. Teşhis konulduğu andan itibaren tüm bu tedavilerin yanı sıra hastanın ağız bakımı da çok önemlidir. Hasta ve tedavi iş birliği olmadığı takdirde, yapılan tedavi yöntemlerinin başarı oranı düşmektedir.

Periodontitisli bireyler riskli grupta bulundukları ve hastalığın tekrarlama ihtimali bulunduğu için takip son derece önemlidir. Hasta rutin bir biçimde kontrollere çağrılır. Ağız içinde diş eti hastalıklarının başlamasına neden olan kötü, eskimiş dolgular ve protezler değiştirilmelidir.